4.Gün
Bugün, eve dönüş günü ama hala yapacaklarımız var…
Bu sabah Saraybosna sokaklarıyla vedalaşırken (Başçarşı’da konakladığınızı düşünüyorum), Ferhat Paşa Caddesi boyunca, aşağıdaki yürüyüş rotasını takip edebilirsiniz.
Saraybosna Yürüyüş Rotası için tıklayın;
1)Kutsal Kalp Katedrali
İsa’nın Kalbi Katedrali olarak da bilinen katedral, Bosna’nın en büyük katedrali sıfatıyla, Bosna Katolik Cemaati’nin merkezi durumundadır.
1884-1889 yılları arasında yapılan, 41.9 metre uzunluğa ve 21.3 metre genişliğe sahip, neo-gotik tarzdaki binanın caddeye bakan kısmında, üzerinde saat olan 2 kulesi bulunmaktadır.
Anlatılan o ki Papa II. Jean Paul Bosna Savaşı ve kuşatma esnasında, 1994 yılında Saraybosna’yı ziyaret etmek istemiş fakat kimse güvenliğini garanti etmeyince bu ziyaret gerçekleşememiş. Her ne kadar, kuşatma bitmiş olsa da, hala tehlikeli sayılabilecek olan 1997 yılında gerçekleştirdiği ziyarette ise, Saraybosna Stadyumunu dolduran 50.000 kişinin önünde, tüm dünyaya barış mesajları göndermiş. NATO’nun helikopter teklifini reddeden Papa, kuşatma esnasında Sırp keskin nişancıların sivilleri hedef alması sebebiyle “Sniper Alley” olarak bilinen bölgeyi de içine alacak şekilde yaklaşık 10km lik mesafeyi üzeri cam kaplı popemobil ile gitmiş. -Bu ziyaretinde Papa’nın geçiş güzerhagındaki köprülerden birinin altında, kimin yerleştirdiği bilinmeyen bir de bomba bulunup imha edilmiş - Saraybosna’yı Avrupa’nın Kudüsü olarak tanımlayan Papa, Bosna’daki duruma dikkat çekmek için tüm vaazlerinde 263 kere değinmiş. Bu sepelerle de, din ve mezheplerinden bagımsız olarak tüm Bosna halkı tarafından saygı gören birine dönüşmüş. Tüm bunların anısına olacak ki, 30 Nisan 2014 tarihinde, Boşnak Devlet Başkanı Bakir İzzetbegoviç ile müslüman, ortodoks ve katolik Saraybosnalıların katılımıyla açılışı yapılan 3 metrelik Papa heykeli, katedralin ön cehpesinde,caddeden gelip geçenleri selamlamaya devam ediyor.
*Papa II. Jean Paul, 1981 yılında, Mehmet Ali Ağca tarafından uğradığı suikast sebebiyle ülke gündemimizde ve tarihimizde de ayrı bir yere sahiptir. Bu suikaste kadar halkı selamladığı aracı “popemobile”in üstü açık iken, suikastten sonra kurşun geçirmez cam kaplanarak kullanılmaya başlanmıştır.
2)Gradska Trznica
Burası evinize dönmeden, Bosna’nın ünlü kuru eti başta olmak üzere yöresel ürünlerini bulup, satın alabileceğiniz çoğunlukla kasaplardan oluşan adeta bir vegan cehennemi. İçeride gördüğünüz tüm tezgahlarda dizili kuru etleri almadan önce deneyebilirsiniz. Fiyatlar et çeşitlerine göre değişse de ortalamaları Türkiye’nin altında. Alacağınız etleri, Türkiye’ye sokmanızda ve uçakla getirmenizde herhangi bir engel bulunmuyor
3)Sönmeyen Ateş Anıtı
Saraybosna, 2. Dünya Savaşı sırasında, 6 Nisan 1941’de naziler tarafından bombalanmaya başlandı ve işgal sonrası, Nazi Almanyası’nın uydu devleti konumunda yeni kurulan Bağımsız Hırvatistan Devleti’ne bırakıldı. 4 yıl süren işgal sonrasında, yine bir 6 Nisan Günü, 1945’de Yugoslavya Ordusu tarafından kurtarıldı. Kurtuluşun 1.yıl dönümünde, 2. Dünya Savaşı kurbanlarının anısını yaşatmak için yapılan anıta her yıl 6 nisan günü insanlar çiçek bırakmaktalar.
Yürüyüşünüz bittiyse, arabanıza binip havalimanına doğru yola çıkabilirsiniz. Ancak havalimanı öncesinde Umut Tüneli’ne uğramak için, yola biraz erken çıkın.
Başçarşı - Umut Tüneli - Havalimanı Rotası için tıklayın;
Umut Tüneli
Saraybosna’yı kuşatma esnasında dünyaya bağlayan tek yer Saraybosna Havalimanı’nın pistiyimiş. Ancak şehrin tüm noktalarında olduğu gibi burası da Sırp keskin nişancılar tarafından sürekli gözetleniyormuş. Bu sebeple Boşnakların kontrolünde olan Dobrinja ve Butmir’i, BM kontrolündeki havalimanı pistinin altından birleştirme hedefi ile 30 Temmuz 1993’de açılmış. “Kolar” isimli bir ailenin, Butmir bölgesindeki evinin altından yaklaşık 4 ayda kazılan, 1,6 metre yüksekliğinde ve 800 metre uzunluğunda olan ve Aliya İzzetbegoviç tarafından da kullanılan tünel sayesinde, şehre sınırlı miktarda da olsa cephane, insani yardım ve gıda getirilerek, şehrin nefes alması sağlanmış. 1996 yılında müzeye dönüştürülen tünelin giriş noktasındaki ev bugün ziyaretçilerine başta fotoğraflar ve videolar aracılığıyla, çeşitli materyallerle tünelin açılma çalışmalarını ve o günlerde yaşananları anlatıyor.
Evinin altında tünel açılırken, 18 yaşında olan müzenin şu anda da kuartörü, Edis Kolar, yıllar sonra BBC’ye verdiği röportajda tünelin önemini; “Silahlar, gıda, ilaç, yakıt, yüksek voltajlı elektrik, telefon kablosu ve insan, askerler, siviller, yaralılar, bazen ölenler bile…Bu genişlik ve yükseklikteki bir tünelde geçebilecek her şey geçti burdan. Kuşatma altındaki Saraybosna'ya açılan tek kapıydı.” diye özetlemiş…
Güvenlik sebebiyle gerçek tünele giriş yasak olsa da, ziyaretçiler için yapılan kopya bir tünel ile ziyaretçilere benzer bir atmosferi yaşatmak hedeflenmiş. Evin de küçük bir bölümü ziyarete açık, video ve dökümantasyon gösterimi için bahçede yapılmış yapılar kullanılmakta. Yetişkin giriş ücreti kişi başı 20 KM olmakla birlikte kredi kartı ve euro geçmiyor. Üzerinizde KM olmadan giderseniz, evin girişinizi solunuza alıp 50-100 metre yürüdüğünüzde sağ tarafınızda bir bakkal göreceksiniz, burada güncel kur ile para bozdurabilirsiniz. Otoparkın da ücretli olduğunu belirtip yazımızı sonlandırıyoruz.
İyi Uçuşlar…