Yine Neredesin Peru Serisi - Chauchilla Mezarlığı
"Sual eylen bizden evvel gelene kim var imiş biz burada yoğ iken"
Sonsuzluğa geçiş yapmak üzere ölümsüzlük ümidiyle mumyalanan insanların finalde bilet karşılığında ziyaret ediliyor olmasının ironisini, bu kez de Nazca yolunda düşünmeye başlamıştık. Çünkü Nazca’da mumyalara ev sahipliği yapan Chauchilla Mezarlığı bulunmaktaydı.
Nazca’ya varmak üzereyken, uçuşumuzun hava koşulları sebebiyle hemen olamayacağını öğrendik. Biz de ironide beslenen bir çift olduğumuz için, Nazca’nın yaklaşık 30 km güneyinde yer alan Chauchilla Mezarlığı’nı ve pek tabi yaklaşık 1500 yıldır bizi bekleyen sakinlerini daha fazla göz ardı etmeyelim dedik ve bir taksi çevirerek yola çıktık.
Tuğçe’nin İspanyolcasına benim tarzancamı ekleyerek, taksiciyi mezarlıkta işimizin çok uzun olmayacağına, bir fatiha okuyup çıkacağımıza ikna ettik. Dolayısıyla dönüş için de bizi bekleyen taksicimiz aynı zamanda küçük turumuzun da rehberi de oldu.
Inkaların, yanında dünkü çocuk sayılacağı mumyaların diyarı, MS 200 ile MS 800 ölüleri ağırlamaya başlamış. 800-900 adet mezar barındıran, Chauchilla Mezarlığı’nın büyüklüğü yaklaşık 200 metreye 2 km. Nazca bölgesinde, 120 benzer mezarlık bulunmasına rağmen, sadece burası ziyaret edilebiliyor. Kalanlar çoktan mezar hırsızları tarafından tahrip edilmiş. Chauchilla’daki mezarlar genelde birden fazla kişiye ev sahipliği yapmaktaymış.
Mumyalama tekniği Mısır’dakinden çok daha basit olmakla birlikte ölüleri, pek tabi üzerindeki kıyafetleri ve saçları koruyan asıl şey ise ölülerin kaplandığı reçinenin formülü. Etrafta bulunan dağlardan farklı minerallere sahip farklı renklerdeki topraklar, lokal otlarla karıştırılmış ve macun kıvamına getirilmiş. Daha sonra ölüler bu macunumsu tabaka ile kaplanmış. Sadece 5 günlük bir süreç sonrasında bölgenin iklimi de üzerine düşeni yapmış ve mumyalar yüzlerce sene bozulmamış.
Aklınızda “Peki neden ölülerini gömmemişler?” diye bir soru geldiyse cevabı “Aslında gömmüşler.” olacak. Nazcalar açtıkları çukurlarda, odalar hazırlamışlar. Törenler eşliğinde ölüleri, güneşe doğru oturur pozisyonda yerleştirerek, etrafını kerpiç benzeri duvarlarla ve kumla kaplamayı ihmal etmemişler. Ölülerin güneşe dönük olması reenkarnasyona inanıldığının göstergesi niteliğindeymiş. Yeniden hayat bulması istenmeyen insanlar ise, ağızları ve göz kapakları çivilerle birbirine tutturulup, elleri bağlanarak mezarlara yerleştirilmiş. Yine reenkarnasyon inancına uygun şekilde ölüler yanında eşyalarıyla gömülmüş ki bu eşyalardan benim dikkatimi en çok çeken ise farklı mitolojilerde de yeniden doğuşu sergileyen deniz kabukları.
Bazı mumyaların takılarla süslenmesi öte alemde bile olası bir statü farkına inandıkları yorumlarına sebep olmuş. Örneği uzun saçlı olan mumyaların rahiplere ait olduğu bilinmekteymiş. Bazı mumyaların kafatasındaki delikler ise gizemini korumaktaymış.
Aslında binlerce mumyaya ev sahipliği yapan dev nekropol, zaman içinde tıpkı diğer mezarlıklar gibi define avcılarının da hedefi olmuş ve bir çok mumyanın değerli eşyaları çalınarak mezarlar geri döndürülemez şekilde tahrip edilmiş. Sonunda koruma altına alınan Chauchilla Mezarlığı’nda bulunan, 20 kadar mumya arkeologlar tarafından toplanmış ve ziyaretçilerin göreceği şekilde tekrar yerleştirilmiş. Bazı bebek mumyaları ise müzeye kaldırılmış. Bu sebeple pek çok insan kemiği ve tahrip edilmiş mumya kalıntısı hala etrafa saçılmış durumda.
Biz öğle saatlerinde gerçekleştirdiğimiz ziyaretimizi, “Bırakalım, ölüleri ölüler beklesin” diyerek sonlandırdık ve Nazca Havalimanı’nın yolunu tuttuk.
Her gün 08.00 - 16.00 arasında açık olan mezarlığın çölde olduğunu hatırlatır, giderken şapkanızı ve suyunuzu unutmayın diye uyarmayı bir borç biliriz.