“Her şey çok güzel olacak” filminde “Ne işim var lan benim Bodrum’da?” diye soran Mazhar Alanson’u anarak, sormadan edemiyoruz, “Ne işimiz var lan bizim Nazca’da?”
Nazca, Tuğçe sayesinde haberdar olduğum bir yer, dolayısıyla seyahatimiz mental olarak, örümcekten korkan canım eşimin “Birileri çölün ortasına kocaman bir örümcek çizmiş, orayı da görelim bence” fikriyle başladı. Mantıklı mı? Sanmıyorum. Heyecanlı mı? Çizen kişi ben olmadığım için evet. Akabinde benim, operatörlere hangi uçakla uçtuklarından, “cam kenarına oturabilecek miyiz”e kadar onlarca sorudan oluşan mail trafiğimin sonlanmasıyla yeni bir boyut kazandı.
Çizgilerin ne zaman, neden, kim tarafından yapıldığı hâlâ net değil, mabadımı kaynak göstererek diyebilirim ki, kuvvetle muhtemel Tanrı’ya ulaşmanın yolunun çöle figür çizmekten geçtiğini düşünen birileri yapmıştır. Bizim için mesele bu sorunun cevabını bulmaktan çok, o çizgilerin üzerinden kusmadan uçup, “vay arkadaş, burası kezin uzay gemisi için iniş pistiydi” diye pis bir geyik yapmaktı. Nazca’ya yol biraz uzun, özellikle Çorlu’dan gidiyorsanız. Yolun manzarası Tuğçe için rüyasında gördükleri. Benim gibi yolda uyumadıysanız üzülmeyin, asıl rüya yol boyunca gördüğünüz kızıl toprak ve sapsarı güneşin ardından Nazca’ya vardığınızda başlıyor. Yağmurun uzun zaman önce terkettiği bu rüyayı, buyrun birlikte görelim.
Acelesi olanlara; Nazca için 3 sebep;
Gökyüzünden bakınca ortaya çıkan devasa çizgiler (evet, yerdeyken görünmüyor).
Kuraklığın ortasında hâlâ çalışan 1500 yıllık su sistemi (teyemmüme gerek kalmıyor).
Sizden fatiha bekleyen mumyalar.
Nazca Medeniyeti
Nazca halkının, MÖ 200 ile MS 600 yılları arasında yaşadığı düşünülüyormuş. Neredeyse çöl sayılabilecek toprakta, tarım yapabilecek kadar konusunda iyi olan halk, aynı zamanda bunu mühendislik konusundaki ciddiyetlerini de kanıtlayan sulama sistemlerine borçluymuş. Tüm bunların yanında, sanat sepet işlerine de bir hayli meraklı olacaklar ki çöle baya şekiller çizmişler. Bulunan seramiklerde antropormorfik tanrıların, savaşçıların ve doğanın motifleri varmış. Tekstil konusunda da iddialı olan halkımız 200 den fazla renkte doğal boya kullanmış ki, ben saymadım kulaktan duyduğum bilgilerin yalancısıyım. Bugün ise halk yaşamını, maden ocakları tarım ve turizm sayesinde devam ettirebiliyor. Rehberimizden öğrendiğim bilgi doğruysa, çalışma çağındaki erkeklerin yüzde 45’i civardaki maden ocaklarında çalışmaktaymış. Yani geçmişten bu yana Nazca’lar İsveç çakısı gibiymiş. Lima’dan 7 saat otobüsle geldiğime değer mi diyorsanız, gezilecek yerlerle devam edelim.
Nereleri Gezelim?
Yukarıda da bahsettiğim gibi Nazca deyince akla çizgiler, çizgi deyince de Nazca geliyor. Çizgilerden sonra mumyalar ve yaklaşık 2000 senelik sulama kanalları da görülmesi gereken yerler arasında.
1)Nazca Çizgileri
Toplamda 800'den fazla düz çizgi, 300'e yakın geometrik şekil ve 70'in üzerinde hayvan ve bitki figürü varmış ki bunların tamamını görmek için herhalde uçak satın almanız gerekiyordur. Bazı çizgilerin ve de figürlerin ise henüz keşfedilmediğine dair efsaneleri kulak ardı ediyorum. Toprağın yüzeyindeki taşlar temizlenerek altındaki açık renkli tabakanın ortaya çıkarılmasıyla oluşmuş olan çizgiler, bölgede aşırı kuraklık ve de rüzgarsızlık olunca yüzyıllar boyunca korunmuş. Popüler figürler ise aşağıda;
Maymun – 135 metre boyuyla benim favorim
Örümcek – Mükemmel oranlara sahipmiş.
Astronot – Astronot başlığı takmış bir insan figürü olunca gizemli teorilerin bayrak taşıyıcısı oluyor.
Spiral şekiller – Bazıları suyla ilişkilendirilmekteymiş.
Çizgilerin bir kısmı Güneş’in ve bazı yıldızların doğuş/batış noktalarıyla hizalanmaktaymış. Konunun gizemi aydınlanamayınca teorilerin de ardı arkası kesilmemiş. Teorilerden bazıları ise çizgilerin, tarım yılına göre bir takvim olarak yorumlanması gerektiği, yağmur yağması için tanrılara bir mesaj verme yöntemi olduğu vs şeklinde uzayıp gidiyor. Benim en sevdiğim teori ise zamanında takıntılı bir resim öğretmeninin hükümdar olmasıyla birlikte tüm ülkeye ödev vererek süreci başlatmış olması. Tabi bu teoriyi benden başka destekleyen yok çünkü ben uydurdum.
Nazca çizgilerini nasıl göreceğiz diyenler için buraya detaylı anlatım içeren bir link bırakacağım. Ancak kısaca anlatmam gerekirse; yol üzerindeki gözlem kulelerinden 2 adet figürü görebilmeniz mümkün daha fazlası için ise uçak turuna katılmanız gerekiyor.
2)Cantalloc Su Kanalları
Nazca halkı yeraltı sularını spirallerle açılan dikey kuyularla yüzeye çekmiş yani adamlar bildiğin sondaj yapmış ki kuyulara da “Puquios” demiş. Tarım ve günlük yaşam için kullanılan bu kuyuların 40’tan fazlası bugün bile kullanılmaktaymış.
UNESCO da bu sistemi “dünyanın en sürdürülebilir antik sulama sistemlerinden biri” olarak kabul etmiş.
3)Chauchilla Mezarlığı
Chauchilla Mezarlığı’nı dünyadaki binlerce mezarlıktan ayıran önemli bir özelliği var, herkesin görebileceği mumyalara ev sahipliği yapıyor olması.
Konu ilginizi çekerse diyerek aşağıya ayrıntılı içeriğin linkini bırakıyorum. ;
Yine Neredesin Peru Serisi - Chauchilla Mezarlığı
Sonsuzluğa geçiş yapmak üzere ölümsüzlük ümidiyle mumyalanan insanların finalde bilet karşılığında ziyaret ediliyor olmasının ironisini, bu kez de Nazca yolunda düşünmeye başlamıştık. Çünkü Nazca’da mumyalara ev sahipliği yapan Chauchilla Mezarlığı bulunmaktaydı.
4)Antonini Müzesi
Vaktiniz varsa civardaki arkeolojik kazılardan çıkan eserler ile minyatür su kanalı modellerini görüp sistemi daha iyi anlamak için iyi bir seçenek olabilir. Ayrıca müze bünyesinde Nazca çizgilerinin yapım tekniği de açıklanmaktaymış. Biz gidemedik dolayısıyla çok derin bilgi sunamıyoruz. Her gün 09.00-19.00 arasında açık olan müzeye giriş ücreti 15 soles.
Cusco uçuşu için havalimanına yetişmemiz gerektiğinden, dönüş yoluna geçtiğimiz Nazca’yı görme niyetindeyseniz 1 tam gün ayırmanızı öneririz.