Inca Trail için gün sayarken, rakıma alışma sürecimizde zaman kaybetmemek üzere Cusco’da geçirdiğimiz günleri boş geçmemeye karar vermiştik. Her ne kadar bu konuda sorun yaşamasak da olabildiğince planımıza sadık kalmaya çalışarak güney vadi turu için rezervasyon yaptırdık.
Sabah 9 itibariyle otelimizden alınmayı beklerken, araç gecikince organizatör firmayla konuşmaya karar verdik ve bizi unuttuklarını öğrendik. Neyse ki tura gönderdikleri taksiyle başladık ve böylelikle bir şey kaybetmemiş olduk.
Tur boyunca izlediğimiz rota aşağıda.
Kişi başı 15 USD karşılığında yukarıdaki rotayı takip eden yarım günlük tura katılmış olsak da benzer rotasyonu 70 USD bandında fiyata özel taksi tutarak da gerçekleştirebilirsiniz.
1. Tipón
Yaklaşık 45 dakikalık yolculuğumuz sonrasında ilk durağımız olan Tipon’daki arkeolojik bölgenin Pachacuti veya Yupanqui’nin sarayının kalıntıları olduğu düşünülüyormuş.
Alanın en belirgin özelliği oluşturulan tarım terasları ve teraslar arasına yapılan sulama sistemleri.
Kaynaktan çıkan suyun kanallar aracılığı ile ziyan edilmeden eğimli teraslar arasında transfer edilmesini sağlayan ve toprağı her zaman nemli tutabilen bu sistem İnkaların mühendislik bilgisinin ne denli ileri olduğunun bir kanıtı olarak kabul edilmekte.
İlginç olan nokta ise bütün terasları besleyen suyun son derece zayıf bir kaynaktan çıkıyor olması. Ancak kurulan sistem üzerinde, kanalların genişleyip daralması suya istenilen debiyi kazandırmış.
Bu arada hem yaz hem kış bölgenin hiçbir zaman susuz kalmamasının yanında hiçbir zaman sel altında kalmaması da hayranlık uyandırıcı. Selden korunmak içinse yine sadece ihtiyaç halinde kullanılan ve sulama kanallarında taşkını önleyen ikincil kanallar kullanılmış.
Terasların ortasında sadece kralın yıkandığı bu sebeple uhrevi bir temizliğin de atfedildiği bir çeşme bulunmakta.
Terasları heyelan riskinden korumak için kullanılan taşlar ise civar dağlardaki kayalardan kesilerek elde edilmiş
Dev basamakları andıran terasların her birinde farklı ürünlerin yetiştirilmiş olması ise İnkaların tarım bilgisinin de mühendislik yeteneklerinden geri kalmadığını gösteriyor.
Doğa ile barışık bu dizayna hayran hayran gezinirken, akan suyun sesinin gezimizin fon müziği olması ise ayrı bir keyif verdi.
Ziyaret için Cusco Boleto Turistico geçerli.
Yemeğe Asla Hayır Diyemeyenler İçin
Tipon’dan Pikillacta’ya ilerlerken yolunuz üzerinde kalacak olan Ermita Fırını, bölgede çok ünlü olan Panificadora adındaki ekmeği tadabileceğiniz en iyi yerlerden biri. Odun ateşinde pişirilen Panificadora, çikolatalı ve normal hamurun harmanlanmasıyla hazırlanıyor. Şekerli bir yapısı olmayan ekmek kötü olmasa da neden bu kadar popüler olduğu sorusuna bizim damağımızda cevap bulamadı.
2. Pikillacta: Wari İmparatorluğu'nun Gizemli Şehri
Tipon’a yaklaşık 20 dakika uzaklıkta olan, İnka öncesi Wari Medeniyeti’nden kalan ve M.S. 600-1000 yıllarına tarihlenen Pikillacta dev bir arkeolojik alan. Bu büyük alan yer yer 7 metreye kadar çıkan yükseklikte duvarlar ile çevrili ve bu duvarların oluşturduğu koridorlar barındırıyor.
Rehberimizden aldığımız magazin efsanesine göre şehirde suyun olmaması sebebiyle, prenses şehre su getiren kişi ile evleneceğini söylemiş. Bunun üzerine karşı dağdan su getiren amca ile sözünde durup evlenmiş. Ancak susuzluğunu gideren prensesin daha sonra gönlü başkasına kayınca onun ile de evlenmiş. Hikayeden çıkan sonuç ise net; birine evlenme teklif edecekseniz önce aç ve susuz olmadığından emin olun.
Cusco’da görmeye alışık olduğumuz İnka inşaat tekniklerinden farklı olarak yapılar düzenli kenarları olan dikdörtgen taşlar ve harç kullanılarak yapılmış. Wari Medeniyeti’nin inşa ettiği bu şehir, İnkaların eline geçmesiyle Avrupa’da ve Asya’da alışık olduğumuz gibi yakılıp yıkılmamış. İnkalar şehri aynı şekilde kullanmaya devam etmiş hatta şehri geliştirmekten de geri durmamış.
Restorasyon çalışmalarının sürekli devam ettiği antik kenti ziyaret için Cusco Boleto Turistico kullanabilirsiniz.
3. Rumicolca: İnka'nın Anıtsal Geçidi ve Wari Mirası
Pikillacta'nın arabayla yaklaşık 5 dakika uzağında yer alan Rumicolca, devasa bir kapı görünümünde ve yapımına dair çeşitli rivayetler söz konusuymuş. Bunlardan biri ise Warilerin dev bir su kemeri şeklinde yaptıkları inşaatın İnkalar Dönemi’nde Cusco’ya giriş kapısı olarak tekrar dizayn edildiği. Bir tür gümrük kapısı görevi gördüğü de yine söylentiler arasında.
Mimari açıdan hem Warilerin düzgün kesilmiş taş işçiliğini hem de İnkaların çokgen köşeli taşların kullanımını birlikte bünyesinde bulundurması yukarıda bahsettiğim teoriyi güçlendirir nitelikte sayılıyor.
4. San Pedro Apóstol de Andahuaylillas -"Andlar'ın Sistine Şapeli"
“Andlar'ın Sistine Şapeli” olarak nam salmış San Pedro Apostol Kilisesi ve tabi kilisenin içinde bulunduğu küçük Andahuaylillas Köyü bölgenin önemli ziyaret noktalarından biri haline gelmiş. Köyde kiliseden başka ufak bir çarşı ve bölgenin tarım ürünleriyle birlikte civarda bulunan kalıntıların imitasyonlarının sergilendiği ufak bir de müze bulunuyor.
Kiliseye geri dönecek olursak; 17.yy’da inşa edilen yapı mütevazi dış görünümünden bütünüyle farklı olarak içeri girildiğinde barok etkisiyle yapılmış detaylı süslemeler barındırdığını gitmeden dersime çalışırken öğrenmiştim.
Kiliseye girdiğimde ise beklediğimden çok daha etkileyici bir yapı buldum. Altın ve gümüşün bol miktarda kullanıldığı duvarlarda pek çok dini efsane resmedilirken hiç yazı kullanılmamış. Rehberimizin söylediğine göre bunun sebebi bölge halkının okuma yazma bilmiyor olmasıymış. İçeride Peru tarihi için önemli olan ve aziz ilan edilen kişilerin heykelleri de mevcut ki bunlardan biri de, hristiyan olunca Cristobal adını alan inka veliahtı Paulu İnka’ya ait. Paulu İnka hakkında daha fazla bilgi için;
Pizarro ve İnkalar
“Peru’nun İspanyollar tarafından fethi tek bir kişinin askeri ama her şeyden önce siyasi becerisiyle ilişkilendirilmektedir: 1477 yılında Trujillo de Extremadura’da bir soylunun gayrimeşru oğlu olarak dünyaya gelen Francisco Pizarro Gonzalez.”
Ahşap oymaları ve altın varaklı sunaklar ile tablolarla süslenmiş kilisenin tavanındaki freskler, hristiyan ikonografisinin bölge motifleri ile sentezlenmesinin güzel örnekleri olarak ön plana çıkıyor. Gördüklerimi ne kadar anlatmaya çalışsam da, kilisede fotoğraf çekimi yasak olduğu için ne yazık ki içerisi sizin için gizemini korumaya devam edecek…
Ayrıca dünyanın bir ucunda yaklaşık 450 yaşında bir kilisede evlenmek isterseniz, 3500 sol karşılığında bu hizmetten de faydalanabiliyormuşsunuz. 3500 solun yaklaşık 1000 dolara tekabül ettiği bilgisini verip, köyde imam nikahı için bazı teknik sorunlarla karşılaşmanızın mümkün olduğunu da belirterek yazımı sonlandırıyorum.











